Sedef Romatizması (Psoriyatik Artrit):
Sedef hastalığı bir cilt hastalığıdır. Ciltte kırmızı bir zeminde pullanma gösteren döküntülere neden olur. En sıklıkla dirsek, diz üstü, saçlı deri, alın ve yüzde görülür. Nadiren göbek çukuru, genital bölge, kulak arkası veya derinin kıvrım noktalarında küçük plaklar olarak saptanabilir. Bazen tüm vücut cildinde yaygın döküntüye neden olabilir. Sedef romatizması (psoriyatik artrit), çoğunlukla sedef hastalığı olanlarda ortaya çıkan, el, ayak, diz, dirsek, omuz gibi çevresel eklemleri, omurgayı ve omurga ile leğen kemiği arasındaki eklemleri etkileyebilen inflamatuvar (iltihaplı) bir romatizma türüdür. Tutulan eklemlerde şişlik, ağrı ve hareket kısıtlılığı özellikle sabahları daha yoğun olarak hissedilir. Sedef hastalarının yaklaşık %30’unda sedef romatizması gelişebilir. Genellikle uzun yıllardır (10-15 yıl) döküntüleri olan hastalarda sonradan gelişmektedir (%75) ama bazen sedefle aynı anda (%15) ya da döküntülerden aylar-yıllar öncesinden de(%10) romatizmanın geliştiği görülmektedir.
Sedef romatizması genel olarak 30-40 yaşlarında başlar. Erkek ve kadınlarda benzer oranlarda görülür. 65 yaşından sonra hastalığın başlaması genellikle beklenmez. Sedef romatizması çocukluk yaşlarında da başlayabilir.
Sedef romatizmasında en sık etkilenen eklemler el ve ayak eklemleri, el ve ayak bilekleri ve diz eklemleridir.
Sedef romatizması ile ilgili 5 farklı eklem tutulum şekli tanımlanmıştır:
-
El eklemlerinin en uçtaki boğumları olan distal interfalangeal eklemlerin asıl olarak tutulduğu artrit
-
Romatoid artrit ile ayırt edilmesi güç olan ve el eklemlerinin, el bileğinin ve ayak eklemleri, diz, dirsek ve omuzların simetrik olarak etkilendiği tip
-
İki-dört sayıda eklemin tutulduğu simetrik olmayan artrit
-
El ve ayak eklemlerinde kalıcı hasara ve sonuçta sakatlığa neden olan ”artritis mutilans" olarak isimlendirilen tip
-
Asıl olarak omurganın etkilendiği spondilotik olarak adlandırılan tip.
Hastalığın başlangıcında ve izlem sırasında etkilenen eklem sayısı değişim gösterebilir; genellikle hastalığın ilk döneminde birkaç eklemin tutulduğu eklem romatizması tipi görülürken ilerleyen dönemlerde daha fazla eklemin tutulduğu bir şekle doğru değişim gözlenir. Birkaç tip bir arada da ortaya çıkabilmektedir. Sedef romatizmasında omurganın tutulması ankilozan spondilite benzemekle birlikte bazı farklılıkları da bulunmaktadır. Başlangıçta omurga tutulumu olmayan hastaların 10 yıllık izlemlerinde ise; hastaların 'inde yeni omurga tutulumu ortaya çıkmaktadır.
Özellikle çevresel artriti olan ve HLA-B27 genetik testi pozitif olan bireylerde omurga tutulumu daha sık görülmektedir. Bu tipteki sedef romatizması, omurgada ve sakroiliyak eklemlerde iltihaba ve sonuçta ağrı ve tutukluğa neden olur.
Bu tip bel ağrısının en önemli özellikleri şunlardır:
-
Kırk yaştan önce başlaması
-
Sinsi başlangıç göstermesi
-
Üç ay veya daha uzun sürmesi
-
Dinlenmeyle (özellikle gecenin 2. yarısında veya sabaha karşı) ortaya çıkması; hareketle azalması
-
Yarım saatten daha uzun süren sabah tutukluğunun olması
-
Nonsteroid anti-inflamatuvar ilaçlara (NSAll - kortizon olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar) çok iyi yanıt vermesidir.
Çoğu hastalıkta olduğu gibi Sedef Artriti’nde de, tanı koymada en önemli ipuçları hastalığın öyküsünden elde edilir. Sedef romatizması tanısı, genellikle romatoloji uzmanları tarafından gerçekleştirilmektedir. Tedavide çeşitli ilaçlar kullanılır. Romatizmal iltihabi süreci ortadan kaldırabilmek için bazen birden fazla ilacın bir arada kullanılması gerekebilir. Tedavide öncelik, hastalığı baskılamada etkili olan ve yan etkileri az olan ilaçlara verilir. Eklemlerdeki aşırı ve şişliği, omurgadaki ağrı ve tutukluğu gideren ve şekil bozuklukların ortaya çıkmasını engelleyen ilaçların bazıları aynı zamanda sedef bulgularını da düzeltir.
Günümüzde tedavi olarak basit steroid dışı antiinflamatuvar ilaçlar ya da kortizon kullanılabileceği gibi, temel etkili sentetik antiromatizmal ilaçlar (metotreksat, leflunomid, sulfosalazin, vb) ya da ihtiyaç duyulduğunda biyolojik tedaviler olarak tanımlanan ilaçlar (Örn: adalimumab, sertolizumab, etanercept, infliksimab, vb) da başarıyla kullanılabilmektedir. Doktorunuz durumunuza göre kullanacağınız tedavi seçeneklerini belirleyip sizin de görüşlerinizi alarak tedavinize başlayacaktır.